Gürbüz Doğan Ekşioğlu; “Başarıyı Yakalamak İçin Çok Çalışmalısınız”
|Resimleri “The New Yorker” ve “Forbes” gibi dünyanın en önemli dergilerinde kapak olan ve iki resmi UNICEF tarafından kartpostal olarak yayımlanan uluslararası üne sahip grafik sanatçımız Gürbüz Doğan Ekşioğlu, en önemli resimlerinden oluşan özel seçkisi “Benim Kedilerim” ile AKRA’daydı. Sanatçının kendi anlatımıyla konuklarla paylaştığı çalışmalar ise sohbetin ilgi çeken bölümlerindendi.
Kimi zaman bir ağaç veya merdiven, kimi zaman da kuşlar ve kedilerden esinlenerek yaptığı çalışmalarla adını grafik sanatında zirveye yazdıran Gürbüz Doğan Ekşioğlu, en önemli resimlerinden oluşan özel seçkisi “Benim Kedilerim” ile AKRA’daydı.
Resimleri dünyanın en önemli dergilerinden The New Yorker ve Forbes’da kapak olan, iki resmi UNICEF tarafından kartpostal olarak yayımlanarak dünyanın her yerinde dağıtılan Ekşioğlu, ilk kez bir otel ortamında sanatseverlerle bir araya gelmekten mutluluk duyduğunu söyledi.
Lüks otel pazarındaki misyonunu sayılara odaklı turizm anlayışının ötesine taşıyan Akra’nın deneyim ve duyguları öne çıkartan Urban Social kodları ile şekillendirdiği Akra Talks sohbetlerinin bir halkası olarak konuklarla buluşan “Benim Kedilerim” sanat eleştirmeni İbrahim Karaoğlu’nun moderatörlüğünde Gürbüz Doğan Ekşioğlu’nun anlatımıyla Antalyalı sanatseverlerin beğenisine sunuldu.
Sanat, gerçeğin düşle buluşmasıdır
Resme karşı ilgisinin küçük yaşlarda yaptığı çamurdan heykellerle birlikte başladığını belirten Gürbüz Doğan Ekşioğlu, “Başarısız geçen ilk ve orta öğrenimimin ardından Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu Grafik Sanatlar bölümüne girerek, buradan mezun oldum. Mezuniyetimin ardından bir reklam ajansında tasarımcı olarak çalışmaya başladım. Ancak mutlu olmadığım için bir yıl sonra ajanstan ayrılarak, okulda asistan olarak çalışmaya başladım. Parası belki ajans ortamına göre daha azdı ama mutluydum. Tabii bu noktada tüm yarışmaları takip ederek, katıldığımı da belirtmek isterim. Yarışmalara katılmak benim için önemliydi. Çünkü katıldığım yarışmaların jüri üyeleriyle bir araya gelme fırsatım oluyordu. Amerika’ya gitme maceramda; katıldığım yarışmalardan birince yer alan jürinin beni yönlendirmesiyle birlikte olmuştu. The New Yorker maceramda bu şekilde başlamıştı” dedi.
Sanatçıyı farklı duyguları ortaya çıkararak, üretim yapan ve yenilikleri takip eden insan olarak tanımlayan Ekşioğlu, “The New Yorker” dergisi için yaptığı çalışmaların kendisine çok şey kattığını söyledi.
Sanatta bir yerlere gelerek, başarıyı yakalayabilmek için çok çalışmak gerektiğini de sözlerine ekleyen Gürbüz Doğan Ekşioğlu, “İyi bir motivasyonla gerekli çalışma ve çabayı gösterdiğinizde çok iyi tasarımlara imzanızı atarsınız” dedi. Antalyalı sanatseverlerle birlikte, otelde konaklayan misafirlerin de ilgiyle takip ettiği sohbet, konukların soru cevap bölümüyle sona erdi.
The New Yorker’a kapak tasarlayan yüz elli grafik sanatçısından biri ve içlerinde tek Türk olan, yeteneğe ve yeteneğin eğitimle desteklenmesi gerektiğine inanan Gürbüz Doğan Ekşioğlu’nun en önemli resimlerinden oluşan özel bir seçki “Benim Kedilerim” adıyla, sanat eleştirmeni İbrahim Karaoğlu’nun küratörlüğünde Şebnem Bahar Art & Desing Gallery’de 17 Şubat cumartesi gününden itibaren ziyaret edilebilecek.
Yeni nesil otelcilik konsepti Urban Social’ı hayata geçirirken konaklamada farklı kodları bir arada kullanan Akra; deneyim ve duyguları ön plana çıkartan bu konseptte; “Dokunuş”, “Lezzet”, “Koku”, “Ses” ve WellBeing (Daha İyi Bir Sen) kodlarını buluşturarak tüm konaklama deneyiminin merkezine yerleştiriyor. Her kod için ayrı çalışma yapan Akra, misafirlerine yeni ve farklı deneyimler vadediyor.