ANSİAD’da “Geleceğin Akıllı Şehirleri Ve Yapay Zeka” Konuşuldu
|
Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD) tarafından düzenlenen 9. Olağan Toplantı, 27 Mayıs 2025 tarihinde Akra Hotel’de, “Geleceğin Akıllı Şehirleri ve Yapay Zeka: Dün, Bugün ve Gelecek” konu başlığı ile gerçekleştirildi. Toplantının onur konuğu, Deneyimlenebilir Yapay Zeka ve Dijitalleşme Merkezi (ZEKI) Kurucusu ve Berlin Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şahin Albayrak oldu.
Toplantının açılış konuşmasını yapan ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Özbek, yapay zekanın artık sadece teknoloji firmalarının değil, toplumun tüm kesimlerinin gündeminde olduğunu vurguladı. Özbek; “Bugün, yalnızca teknolojiden değil; geleceğimizi şekillendiren bir dönüşümden söz ediyoruz. Yapay zeka, artık işletmelerin, girişimcilerin, kamu kurumlarının ve bireylerin vazgeçilmez aracı haline geldi. Akıllı şehirler de bu dönüşümün merkezinde yer alıyor” dedi.
Özbek; “Yeni bir büyüme modeline ihtiyaç var”
Özbek, Türkiye’nin akıllı şehirler konusunda potansiyele sahip olduğunu ancak mevcut durumda IMF’in Yapay Zeka Uyum Endeksi’nde 50. sırada, akıllı şehirler sıralamasında ise Ankara’nın 98., İstanbul’un 111. sırada yer aldığını belirtti. Yapay Zeka Yasası’nın hâlâ Meclis’te beklemede olduğuna da dikkat çeken Özbek; “Bu tablo, açıklanan teşvik paketlerine rağmen daha kararlı ve cesur adımlar atılması gerektiğini gösteriyor. Bir yıl önce Meclis’e sunulan Yapay Zeka Yasası’nın hâlâ beklemede olması, alana dair düzenlemelerin ne kadar geciktiğini açıkça ortaya koyuyor” ifadelerini kullandı.
Özbek; “Yerel yönetimlerin rolü büyük”
“Akıllı şehir” kavramının yalnızca akıllı kavşaklarla sınırlı olmadığını ifade eden Özbek, açık veri sistemleri, çevresel sürdürülebilirlik, akıllı lojistik ve insan odaklı teknolojilerin yerel ekonomilerde ve toplumsal yapıda ciddi dönüşümler yarattığını vurguladı. Şehrin ekonomik büyüme hızının yüksek olmasına karşın orta ve büyük ölçekli firmaların yeterince gelişemediğini, istihdamın artmadığını, ihracatın son üç yıldır yatay seyrettiğini ve tarım ile inşaat yatırımlarının yavaşladığını belirten Özbek; “Finansmana erişim güçleştikçe kredi kartı kullanımına yönelen bireyler ve işletmeler, artan takip oranlarıyla karşı karşıya kalıyor. Bu tablo bize şunu gösteriyor: Yeni ve sürdürülebilir bir büyüme modeline ihtiyaç var. Antalya’nın geleceği; akıllı şehircilik, yaratıcı ekonomi ve döngüsel üretim modeliyle şekillenmelidir. Yapay zeka yalnızca makineleri değil, bizleri de daha stratejik hale getirmeli. Çünkü akıllı şehir, sadece teknolojiyle değil; katılımcılıkla, sosyal adaletle, fırsat eşitliği ve şeffaflıkla mümkündür” dedi.
Özbek; “Seyirci değil, şekillendirici olalım”
Özbek, konuşmasını teknoloji odaklı kalkınma yolunda ortak hareket etme çağrısıyla sonlandırdı: “Gelin, teknolojiyi sadece izleyen değil; onu insanlık yararına şekillendiren bir şehir olalım. Antalya’yı sürdürülebilir, katılımcı ve yenilikçi bir vizyonla geleceğe taşıyalım.”

Prof. Dr. Albayrak, yapay zekânın tarihçesinden başlayarak günümüzde geldiği noktayı ve gelecekte ulaşacağı potansiyeli katılımcılarla paylaştı. Konuşmasında, yapay zekânın yalnızca teknolojik bir gelişme olmadığını, aynı zamanda toplumsal dönüşümü de beraberinde getiren bir paradigma değişimi olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Albayrak; “Yapay zekâyı, yapay zekâ için değil, insan için geliştiriyoruz”
Yapay zekâya yönelik ilginin son yıllarda hızla artmasının üç ana nedenine değinen Prof. Dr. Albayrak; bu nedenleri bilgisayar işlem gücündeki artış, veri miktarındaki patlama ve makine öğrenmesi alanındaki yeni gelişmeler olarak sıraladı. Bu gelişmelerin bir sonucu olarak, “Yapay zekâ artık sadece hesaplama değil, aynı zamanda yaratma becerisine de sahip” diyen Albayrak, yapay zekâ tarafından üretilen bir resmin 10 milyon dolara satıldığını hatırlatarak “Demek ki verilerle beslenen bir sistem, bir Picasso kadar yaratıcı olabiliyor” dedi. Albayrak; “1956 yılında Boston’da ilk yapay zekâ etkinliği düzenlendiğinde, kimse bugün geldiğimiz noktayı hayal edemezdi. O günlerde tek yapılan, problem ortamını nasıl tanımlarız, bir kuraldan diğerine nasıl geçeriz gibi basit mantıksal sorulara cevap aramaktı” dedi. Bugün gelinen noktada ise yapay zekânın insan benzeri davranışlar sergileyebilen sistemler geliştirmeyi mümkün kıldığını belirterek, “ChatGPT bize şunu gösterdi: Artık insana benzeyen, sohbet edebilen, sizi anlayan sistemler yapabiliyoruz. Hatta sadece sizin sorduğunuzu cevaplamakla kalmıyor; kendi sorularını da sorabiliyor, açıklama yapabiliyor” ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Albayrak; “Yapay zekâ gelecekte bizim karar mekanizmamızı daha iyi hale getirecek”
Yapay zekânın sadece verileri işlemekle kalmayacağını, aynı zamanda daha iyi kararlar alınmasını sağlayacağını vurgulayan Albayrak, sağlık alanındaki potansiyeli şöyle aktardı: “Gelecekte bir doktorun size yalnızca mevcut hücre durumunuzu söylemesiyle yetinilmeyecek. Sistemler geçmişte benzer hücrelerde ne gibi gelişmeler yaşandığını analiz ederek, ‘eğer bu alışkanlıklarınız değişmezse şu hastalıklar çıkabilir’ diyebilecek.” Bu bağlamda yapay zekânın, koruyucu sağlık uygulamalarında da kritik bir rol üstleneceğini vurguladı. Albayrak, Berlin’de yürüttükleri akıllı şehir projesinden örnek vererek, şehir altyapısının nasıl akıllandırıldığını anlattı: “25 kilometrelik bir alanda sadece yolları değil, çevreyi de sensörlerle donattık. Hava kalitesi, gürültü düzeyi, park yerleri gibi her şey ölçülebiliyor. Vatandaş cep telefonuyla ya da otobüs duraklarındaki sistemlerle bu verileri anlık sorgulayabiliyor.” Bu çalışmanın temel amacının, yaşanabilir şehir ortamları oluşturmak ve yapay zekâ ile çevresel farkındalığı artırmak olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Albayrak; “Sağlık, otomotiv ve finans; yapay zekânın en hızlı etki edeceği üç alan”
Yapay zekânın dönüştüreceği ilk üç sektörü sağlık, otomotiv ve finans olarak sıralayan Albayrak, otomotiv örneğinde kendi laboratuvarlarında geliştirdikleri otonom otobüsten söz etti: “Volkswagen’in MAN şirketi ile geliştirdiğimiz otobüs tamamen otonom hareket edebiliyor. İçinde ekranlar var, otobüs hem kararlarını açıklayabiliyor hem de sizinle konuşabiliyor. Neden 50 km’lik yolda 20 km ile gittiğini bile anlatıyor.” Yapay zekânın çalışma ortamlarını, yaşam alanlarını, şehirleri ve bireysel alışkanlıkları dönüştüreceğini söyleyen Albayrak, ZEKI Merkezi’nde geliştirilen dijital masalardan örnek vererek; “Sandalyeniz ergonominize göre kendini ayarlıyor. Masanız, ne kadar su içtiğinizi ölçüyor, aydınlatma ve havalandırma sistemini optimize ediyor. Böylece hem daha sağlıklı hem daha verimli bir çalışma ortamı oluşuyor” dedi.
Prof. Dr. Albayrak; “Geleceğin yapay zekâsı: Öğrenen, açıklayan ve proaktif”
Konuşmasının sonunda gelecek projeksiyonuna yer veren Prof. Dr. Albayrak, yeni nesil yapay zekâ sistemlerinin sadece pasif bilgi sunan sistemler olmayacağını belirtti: “Geleceğin yapay zekâsı bizim yerimize rutin işleri yapacak, bize ne öğrenmemiz gerektiğini söyleyecek, yeni alanları radarımıza alacak, işleri daha akıllı şekilde planlamamıza yardımcı olacak. Kendi kendine düşünebilen, bize açıklama yapabilen, bizi ikna edebilen sistemler geliyor.”
Prof. Dr. Albayrak; “Geleceği öngöremiyoruz ama kesin olan bir şey var: Her şey değişecek”
Konuşmasının sonunda, yapay zekânın insan üzerindeki bilişsel etkilerine dikkat çeken Prof. Dr. Şahin Albayrak, teknolojinin zararlarına da değinerek; “Yapay zekânın çok güzel yönleri var. Ama dikkat etmemiz gereken yönleri de olabilir. Bildiğimiz tek şey var: Çok çok hızlı değişecek. Yapay zekâ ve dijital dönüşümün girmediği hiçbir alan kalmayacak. Ahmet Bey dedi ki, ‘Benim kızım 7 yaşında, ChatGPT ile konuşabiliyor.’ Güzel bir şey… Ama bunun yanı sıra bunun zararlı tarafı da vardır. Biliyorsunuz beynimiz iki parçadan oluşuyor: Büyük beyin ve küçük beyin. Küçük beynin görevi devamlı kafamızda aritmetik yapmak, mesela 15 kere 10 gibi… Ayrıca hafızamızda bazı şeyleri tutmak. Ama geldiğimiz ortamda artık hafıza diye bir şey kalmadı. Eskiden Amerika’da yaşadığım zaman bir telefon kulübesine gittiğimde, bütün ailemin, sülalemin telefon numaralarını ezbere bilirdim. Ama şu anda her zaman iPhone’a bakmak zorundayım. Bu sistemler akıllanacaksa insanlar ne olacak? Düşünme kabiliyetimiz elimizden alınırsa ne olacak? Çoğu nöroloğa göre, bu durum genç yaşta Alzheimer riskini artırabilir” şeklinde konuştu.
Yapay zekânın sunduğu fırsatların yanında, ülkeler arası dijital uçurumu da vurgulayan Albayrak, küresel bir perspektif çizerek konuşmasını şu şekilde sonlandırdı: “Bundan sonra iki tip ülke olacak: Yapay zekâ kabiliyeti olan ülkeler ve olmayan ülkeler. Kabiliyeti olanlar; bu konuda araştırma yapan, eğitimli uzmanlara sahip olan, patentleri, çözümleri olan ülkeler… Diğerleri ise sadece kullanıcı olacak. Biz bazılarına ‘master’, diğerlerine ‘köle ülkeler’ diyoruz. Şu anda dünya öyle görünüyor. Her ülkenin en büyük hedefi, ‘master’ tarafında olmak; köle tarafında olmamak. Bu da ülkelerin kendi ellerinde. Umarım Türkiye iyi çalışır, herkes ev ödevini yapar. Herkes köle değil de daha belirleyici tarafta olur”

“ANSİAD 9. Olağan Toplantısı”, soru-cevap kısmının ardından ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Özbek’in, konuğumuz Deneyimlenebilir Yapay Zeka ve Dijitalleşme Merkezi ZEKI Kurucusu & Berlin Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şahin Albayrak’a, Antalyalı Seramik Sanatçısı Tufan Dağıstanlı’nın seramik kuşu hediye takdimiyle sona erdi.