Ercan Özbek: Yatırım Ortamı İçin Güven ve Öngörülebilirlik Şart

Antalya Sanayici ve İş İnsanları Derneği (ANSİAD) 15. Olağan Toplantısı, 24 Aralık 2025 Salı günü, Ekonomist ve ANSİAD Fahri Üyesi Prof. Dr. Ümit Özlale’nin katılımlarıyla Akra Hotel’de gerçekleştirildi. Toplantının açılış konuşmasını yapan ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Özbek, küresel ve Türkiye ekonomisinin 2025 yılı görünümünü değerlendirerek 2026 yılına ilişkin beklenti ve riskleri paylaştı.
Konuşmasında küresel ekonomik görünüme değinen Özbek, 2025 yılında dünya ekonomisinin ticaret savaşları ve jeopolitik gerilimlere rağmen yüzde 3’ün üzerinde büyüme kaydettiğini, küresel enflasyonun ise yaklaşık yüzde 4 seviyelerinde gerçekleştiğini ifade etti. Bu tabloda merkez bankalarına duyulan güven, yüksek gelir gruplarının tüketimi, yapay zekâ ve teknoloji yatırımları ile verimlilik artışlarının etkili olduğuna dikkat çekti.

Toplantıda, ANSİAD ailesine katılan yeni üyeler de tanıtıldı. Yapıtalya İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. sahibi Tunahan Karay, Özgüntur Özel Eğitim, İnşaat, Taah. Turizm ve Ticaret A.Ş. sahibi Hakan Erdoğan ve 7 Mehmet Restaurant Turizm Petrol Gıda İnşaat Tar. Hayv. San. ve Tic. Ltd. Şti. sahibi Mehmet Akdağ üyelik rozetlerini Ekonomist & ANSİAD Fahri Üyesi Prof. Dr. Ümit Özlale ve ANSİAD Başkanı Ercan Özbek’ten aldı.

Özbek; “Büyüme ile istihdam arasındaki bağ zayıflıyor”
Açılış konuşmasında küresel ekonomik görünümü değerlendiren Özbek, 2025 yılında dünya ekonomisinin ticaret savaşları ve jeopolitik gerilimlere rağmen yüzde 3’ün üzerinde büyüdüğünü belirterek, küresel enflasyonun yaklaşık yüzde 4 seviyelerinde gerçekleştiğini ifade etti. Özbek, “Bu büyümede merkez bankalarına duyulan güven, yüksek gelir gruplarının tüketimi, yapay zekâ ve teknoloji yatırımları ile verimlilik artışları etkili oldu. Ancak küresel büyümenin geçmiş dönemlere kıyasla daha düşük ve kapsayıcılıktan uzak bir yapıya evrildiğini açıkça görüyoruz” dedi. Teknolojik gelişmelerin istihdam üzerindeki etkilerine dikkat çeken Özbek, ekonomik büyüme ile istihdam arasındaki ilişkinin zayıfladığını vurgulayarak, “Ekonomi büyürken yapısal ve teknolojik işsizlik artıyor; ekonomik ve sosyal eşitsizlikler derinleşiyor. Alt ve orta gelir gruplarının refah artışından yeterince pay alamaması önemli bir risk alanı oluşturuyor” ifadelerini kullandı.

Özbek; “Yapay zekâ yeni bir küresel güç mücadelesi alanı”
2026 yılına ilişkin küresel beklentilerin görece iyimser olduğunu belirten Özbek, buna karşın popülizmin yarattığı risklere dikkat çekti. Özbek, “Ekonomik, sosyal ve politik kutuplaşmanın beslediği popülizm; jeopolitik gerilimleri, iklim politikalarındaki geri çekilmeyi ve stratejik emtia arz sorunlarını artırarak enflasyon baskılarını kalıcı hale getiriyor” şeklinde konuştu. Teknoloji alanındaki rekabete de değinen Özbek, yapay zekânın küresel güç dengelerini yeniden şekillendirdiğini belirterek, “Yapay zekâ yatırımlarında ABD ve Çin açık ara öne çıkarken; Avrupa ülkeleri ve Türkiye bu yarışta geride kalıyor. Bu durum yalnızca teknolojik değil, aynı zamanda makroekonomik ve jeopolitik sonuçlar da doğuruyor” dedi.
Özbek; “Yatırım ortamı için güven ve öngörülebilirlik şart”
Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Özbek, 2025 yılında büyümenin yüzde 4’ün altında kalmasına rağmen beklentilerin üzerinde gerçekleştiğini belirtti. Sektörel görünümde inşaatın öne çıktığını vurgulayan Özbek, deprem bölgesindeki konut yapımının sektörü desteklediğini, sanayide ise otomotiv, savunma ve metal sektörlerinin pozitif ayrıştığını söyledi. Antalya için turizmin stratejik önemine dikkat çeken Özbek, “Maliyet yapısı bozulan ve katma değeri düşük bir turizm anlayışıyla kültür turizmi, şehir turizmi ve nitelikli bireysel turizmi geliştirmemiz mümkün değildir. Rekabet gücü bu noktada hayati önemdedir” dedi. Cari açığın azalmasına rağmen dış finansman ihtiyacının sürdüğünü vurgulayan Özbek, Türkiye’nin hem iç tasarruflara hem de doğrudan yabancı yatırımlara her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğunu belirtti. “Yapay zekâ, biyoteknoloji ve veri merkezleri gibi alanlarda küresel şirketleri ülkemize çekebilmek için enflasyonla mücadelede kararlılık, öngörülebilirlik ve güçlü bir yatırım ortamı olmazsa olmazdır” dedi. Konuşmasının sonunda 2026 yılına ilişkin beklentilerini paylaşan Özbek, “Bölgesel jeopolitik risklerin azalması, Almanya ekonomisinde toparlanma sinyalleri ve turizmde dış talebin güçlenmesi büyümeyi destekleyebilir. Para politikasında güven ve öngörülebilirlik korunursa sınırlı faiz indirimleri de ekonomik faaliyetlere katkı sağlayabilir” değerlendirmesinde bulundu.

Özlale; “Dünya, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana en yüksek belirsizlik döneminden geçiyor”
ANSİAD 15. Olağan Toplantısı’nın konuğu Ekonomist ve ANSİAD Fahri Üyesi Prof. Dr. Ümit Özlale, küresel ekonomi ve jeopolitiğin eşi benzeri görülmemiş bir belirsizlik sürecine girdiğini vurguladı. Özlale, “İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ilk kez dünya hem iktisadi hem de siyasi olarak bu kadar büyük belirsizliklerin yaşandığı bir döneme giriyor. Bu tablo, beni açıkçası ciddi şekilde endişelendiriyor” dedi. Rusya–Ukrayna Savaşı’ndan Orta Doğu’daki çatışmalara, Hindistan–Pakistan geriliminden Tayvan meselesine kadar pek çok risk alanının eş zamanlı ilerlediğini belirten Özlale, bu gerginliklerin küresel ekonomik sistemi de baskı altına aldığını ifade etti. Son yıllarda küresel belirsizlik göstergelerinin tarihi seviyelere ulaştığını dile getiren Özlale, “Eylül 2001, Irak Savaşı, küresel borç krizi, Brexit, pandemi, Ukrayna savaşı derken dünya adeta nefes alamaz hale geldi. Bugün baktığımızda ‘ne çektik’ dediğimiz bir tabloyla karşı karşıyayız” değerlendirmesinde bulundu. Pandemi sonrasında küresel ölçekte korumacılığın hızla arttığını vurgulayan Özlale, “Pandemi öncesinde yılda ortalama 3.600 ticaret müdahalesi yapılırken bu sayı bugün 6 binin üzerine çıktı. Ülkeler kendi pazarlarını korumak adına daha müdahaleci ve korumacı politikalar izliyor” şeklinde konuştu.

Özlale; “Dördüncü Sanayi Devrimini kaçırma lüksümüz yok”
Sanayi devrimleri açısından Türkiye’nin geçmişte yaşadığı kayıplara dikkat çeken Özlale, dördüncü sanayi devriminin önceki dönemlere kıyasla çok daha yıkıcı olabileceğini vurguladı. Özlale, “Birinci, ikinci ve üçüncü sanayi devrimlerini kaçırdık. Şimdi dördüncü sanayi devrimiyle karşı karşıyayız. Bu devrimin en önemli özelliği, yalnızca vasıfsız değil, nitelikli iş gücüne olan ihtiyacı da ciddi biçimde azaltmasıdır” ifadelerini kullandı. Yapay zekâ uygulamalarının iş yapma biçimlerini kökten değiştirdiğini belirten Özlale, “Bugün 15 yıl önce bir haftada hazırlanan raporları, uçak kalkmadan önce yapay zekâya komut vererek aynı kalitede üretebiliyoruz. Dünya bambaşka bir yere gidiyor” dedi.
Özlale; “Sanayi hareketlendirilmeli, tekstil sektörü dönüşmeli”
Son üç yıldır sanayi üretiminin yerinde saydığını vurgulayan Özlale, kapasite kullanım oranlarındaki düşüşe dikkat çekerek, “Yüzde 76,7 seviyesine gerileyen kapasite kullanım oranı, sanayi tarafında ciddi bir resesyon göstergesidir. Yüksek finansman maliyetleri ve kur politikası rekabetçi firmaları zorluyor” ifadelerini kullandı. 2026 yılının ilk yarısına ilişkin beklentilerini de paylaşan Özlale, “Bu dönemde ne kurda sanayiyi rahatlatacak ciddi bir hareketlenme ne de faizlerde majör bir düşüş bekliyorum. Bu sürecin 2026’nın ikinci yarısı ve 2027 başına işaret ettiğini görüyoruz” dedi.
Sanayide yaşanan istihdam kaybının boyutlarına dikkat çeken Özlale, “Tekstil, giyim ve deri sektörlerinde 325 bin kişi işini kaybetti. Mobilya gibi sektörler eklendiğinde toplam kayıp 550–560 bin kişiye ulaşıyor. Bu kaybın önemli bir kısmı kadın çalışanlardan oluşuyor” diye konuştu. Tekstil ve hazır giyimden çıkmanın çözüm olmadığını vurgulayan Özlale, “İtalya ve İspanya bu sektörlerden çıkmadı. ABD hâlâ yatırım yapıyor. Bizim de çıkmamız gerekmiyor; bu sektörleri operasyonel kabiliyet ve katma değer üzerinden dönüştürmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Özlale; “Asıl sorun teknoloji üretmekten çok, teknolojiyi anlayabilmek”
Özlale Türkiye’nin önceliğinin teknoloji üretmekten ziyade mevcut teknolojileri doğru şekilde içselleştirmek olması gerektiğini belirterek“Dünyada kendi teknolojisini üretip pazarlayabilen ülke sayısı çok sınırlı. Bizim için esas kritik olan, dışarıda üretilen teknolojiyi anlayıp kendi iş modellerimize entegre edebilmek. Kendi ChatGPT’mizi üretmek güzel bir hedef; fakat asıl önemli olan, dünyada geliştirilen teknolojilerin şirketlerimiz ve KOBİ’lerimiz tarafından anlaşılması ve buna göre iş modellerinin dönüştürülebilmesidir” dedi.

Özlale; “Kadın istihdamı olmadan sosyal güvenlik sürdürülemez”
Türkiye’nin en temel sorunlarından birinin düşük istihdam oranı olduğunu vurgulayan Özlale, “Nüfusun sadece üçte biri çalışıyor. Dünya ortalamasını yakalamak için en az 6 milyon ek istihdama ihtiyacımız var; bunun yaklaşık 5 milyonunun kadınlardan gelmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı. Bu kapsamda bakım ekonomisinin güçlendirilmesi ve ücretsiz kreşlerin kritik önemde olduğunu belirtti. Konuşmasının sonunda üretim yapısına dikkat çeken Özlale, “Türkiye’de her dört işten sadece biri vasıflı ya da yüksek vasıflı. Üretim yapımız nitelikli istihdamı talep etmediği sürece ne beyin göçünü durdurabiliriz ne de sürdürülebilir büyümeyi sağlayabiliriz” diyerek değerlendirmelerini tamamladı.
“ANSİAD 15. Olağan Toplantısı” ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Özbek’in, Ekonomist & ANSİAD Fahri Üyesi Prof. Dr. Ümit Özlale’ye Antalyalı Seramik Sanatçısı Tufan Dağıstanlı’nın seramik kuşu hediye takdiminin ardından sona erdi.

