ANSİAD’da “Bugünden Geleceği Tasarlamak” Konuşuldu

ANSİAD 14. Olağan Toplantısı “Bugünden Geleceği Tasarlamak” konu başlığıyla Akra Hotel’de gerçekleşti. İnsan İnovasyon Tasarımcısı Arzu Kaprol, “Bugünden Geleceği Tasarlamak” temasıyla katılımcılara hem mesleki yolculuğunu hem de tasarım anlayışını tüm detaylarıyla aktardı. Toplantı, ANSİAD üyeleri, iş dünyasının önde gelen temsilcileri ve davetlilerin yoğun ilgisiyle gerçekleşti. Kaprol, konuşmasında hem modanın hem de giyilebilir teknolojilerin bugünden geleceğe taşınmasındaki önemine dikkat çekerken, sürdürülebilirlik, inovasyon ve yerli kaynakların değerine dair kapsamlı bilgiler paylaştı.

Arzu Kaprol; “Bu toprağın hikayesi benim DNA’mda var”

İnsan İnovasyon Tasarımcısı Arzu Kaprol, ANSİAD’ın 14. Olağan Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, geleceği tasarlamanın heyecan verici bir süreç olduğunu vurguladı. Kaprol, kendi mesleki misyonunu “bugünden daha iyi bir geleceğe katkı sağlamak” olarak tanımlayarak, aile geçmişinin ve eğitim hayatının kariyerine yön verdiğini aktardı: “Bursa’da doğdum; baba tarafım Kırım’dan, anne tarafım Bulgaristan göçmeni. Babam Atatürk, Nazım Hikmet ve sibernetik meraklısıydı; annem ve teyzem modayla ilgileniyordu. Bu DNA, bugünkü işime yön verdi. Eğitimim Mimar Sinan Üniversitesi ve Paris Amerikan Akademisi ile tamamlandı. Bu coğrafyanın hikâyesini bugünden geleceğe taşırken hangi parametreleri dikkate alabileceğimi düşünüyorum.”

Sunumunda projelerinden ve videolarından örnekler paylaşan Kaprol, tasarım dilini hayatın akışından beslediğini ve bunu projelerine yansıttığını belirtti. Kaprol: “2016’da İstanbul Moda Haftası’nda Zorlu Center’da gerçekleştirdiğimiz defilede, ney müziği ile rapin birleşimi, ‘Üsküdar’a giderken’ ezgisi ve 3D baskılı 1500 desen, zamanın ruhunu yansıtıyordu. Bu toprağın hikayesi benim DNA’mda var ve bugünden geleceğe taşırken hangi parametrelerle tasarlayabilirim diye sürekli düşünüyorum. İlhamın nasıl geleceğini öğrenmek, yaratıcı disiplinlerin en temel öğretilerindendir. Herkes bir işi bir kez iyi yapabilir; ama mesleğinizse bunu her gün iyi yapmak zorundasınız. İlham geldi–gelmedi gibi sübjektif bir şeye bağlı kalamazsınız. Önem, özen ve istikrar, bir yaşam yolculuğunu belirler. Mesleğiniz yaratıcı disiplinse, ilhamın her an nasıl geleceğini öğrenirsiniz; ama onu her gün iyi yapmak zorundasınız. Bugün ilham geldi, gelmedi demek, yaşam gerçekliğinden uzak bir bakış açısı olur.” dedi.

Arzu Kaprol; “Dramatik ama öğretici bir hikaye: Meg Ryan ve Paris Moda Haftası”

Kaprol, mesleki yolculuğundan çarpıcı bir örnek paylaşarak: “2011 yılında Meg Ryan’ın İstanbul defilesine gelmeden ayrılmasıyla başlayan dramatik süreç. Bu olay, moda defilelerinin sadece kıyafet sunmak olmadığını; perakende, üretim ve tanıtım zincirinin her bir parçasının 6 ay boyunca etkili olduğunu gösterdi. Bütün sistemin tanıtımı için yapılan bir yatırım vardı. Meg Ryan defileye gelmedi, ancak defilemizi gerçekleştirdik. Bu, iş dünyasında karşılaştığımız öngörülemeyen durumların öğretici bir örneğidir.” şeklinde konuştu. Kaprol, Paris Moda Haftasına davet sürecini ve bu süreçte yaşadığı zorlukları şu ifadelerle aktardı: “Federasyonun belirlediği gün ve saatte defile yapıyorsunuz. İlk defilemde parmak izleri eleştirildi; editörler koleksiyonla ilgilenmedi, sadece parmak izleri konuşuldu. Ama bu bana hatırlattı ki, bir parmak izinin bile önemi büyük. O günden beri koleksiyonlarda parmak izi motifini kullanıyoruz.”

Arzu Kaprol; “Moda ve teknolojiyle bugünden geleceği inşa ediyoruz”

Arzu Kaprol, konuşmasında moda ile giyilebilir teknolojiler arasındaki ilişkisinden de bahsetti. Antarktika projesinde Türk bilim insanlarının koruyucu kıyafetlerini tasarlayan giyilebilir teknoloji koordinatörü olarak görev aldığını belirterek; “Yaşamımın %50’si moda, %50’si giyilebilir teknoloji. Bu alanlar benim merakım sayesinde hayatımda çok farklı konuların açılmasını sağladı. Astronot kıyafetleri, uzay ve teknolojiyi hep merak ettim. Bu merak, beni hem NASA’ya hem TÜBİTAK projeleriyle Antarktika’ya götürdü. Bu kıyafetler, Ankara keçisi yünü gibi doğal malzemeleri içeriyor ve UV filtresi, ısıtma sistemi, vücut sensörleri gibi teknolojik özellikler barındırıyor: Bu, neredeyse bir astronot kıyafeti. Bedeni, başı ve yaşamsal organları koruyor, oksijen ve stres seviyesini ölçüyor. Tasarımcı olarak zihnimin farklı alanlarını aydınlatan projeler bunlar; endüstriyle entegre edilebilecek tasarımlar ortaya çıkabiliyor.” dedi. Kaprol, Türkiye’deki teknolojik giyilebilir projelerine de değindi: “2005’te Türk Silahlı Kuvvetleri beni temel eğitim kıyafetleri projesi için davet etti. Daha sonra F-16 pilotlarının G-suit’leri ve kamuflaj kıyafetleri tasarladım. Bu projelerde hiçbir ücret almadım; amacım merakım ve ülkeye katkı sağlamak oldu. Bu projeler bana paha biçilmez eğitimler kazandırdı ve Türkiye’de teknolojiyi geliştirmeye katkı sağladı.”

Arzu Kaprol; “Sıfır ithalat, yerli kaynaklar ve sürdürülebilirlik”

Markasında 7 yıldır uyguladığı sıfır ithalat politikası ve %100 yerli malzeme kullanımının da altını çizen Kaprol: “Bizim ülkemiz tekstilin anavatanı; Çatalhöyük’ten gelen birikimi var. Bu kaynakları kullanıp sahiplenmek, ülkeye karşı bir görev gibi. Kumaşların hafızası ve doğal kaynakların teknolojik faydaları var. Dünya üzerinde satılan kıyafetlerin %35’i hiç kullanılmadan çöpe gidiyor. Tekstil, dünyayı en çok kirleten ikinci sektör. Bu yüzden tüketim alışkanlıklarımızı dönüştürmemiz gerekiyor.” şeklinde konuştu. Kaprol, sadece estetik görünümün değil, kıyafetlerin beden ve yaşam sağlığı üzerindeki etkisinin de önemli olduğuna dikkat çekti: “Giysilerin malzemesi doğal mı, petrokimya ürünü mü? Ömrü ne? Vücuda etkisi ne? Bunları bilmek çok önemli. Organik ve sağlıklı malzemeler kullanmak, yaşam kalitesini artırabilir.”

Arzu Kaprol; “Geleceği tasarlamak bizim sorumluluğumuz”

Kaprol, gelecek nesillere de vurgu yaparak konuşmasını sonlandırdı: “Başarılı zamanlar ve başarısız zamanlar olabilir. Ama mesleğinizi hangi alanda seçerseniz seçin, her gün aynı kararlılıkla ve özenle çalışmaya devam edin. Bu hem iş yaşamında hem de kişisel yolculukta fark yaratır. Çocuklarımız dönüşümü yaşayacak; biz onları hazırlayan jenerasyonuz. Bu süreçte yeni bir bilinç ve bakış açısı geliştirmeliyiz. Moda, teknoloji ve yaşam verilerini bir araya getirerek, daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir dünyaya katkı sağlayabiliriz.”

“ANSİAD 14. Olağan Toplantısı” soru ve cevapların ardından ANSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Ercan Özbek’in, Arzu Kaprol’e Antalyalı Seramik Sanatçısı Tufan Dağıstanlı’nın seramik kuşu hediye takdimiyle sona erdi.

Yorum Ekle

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir