Ali Çandır: Keçi Eti Mutfağımıza Kazandırılmalı
|
Antalya Tarım Konseyi (ATAK), Antalya Ticaret Borsası (ATB) ve Antalya Tarım ve Orman İl Müdürlüğü işbirliğiyle düzenlenen “Akdeniz Bölgesi Keçi Çalıştayı” Double Tree By Hilton Antalya City Center’da yapıldı. Çalıştaya, ATB ve ATAK Başkanı Ali Çandır, Tarım ve Orman Bakanlığı HAYGEM Genel Müdür Yardımcısı Erkan Alkan, Antalya Tarım ve Orman Müdürü Şakir Fırat Erkal, ATAK İcra Kurulu Üyeleri BAİB Başkanı Ümit Mirza Çavuşoğlu, Ziraat Mühendisleri Odası Antalya Şube Başkanı Ali Top ve Ziraat Odası Başkanı Nazif Alp, ATB yönetim, meclis ve komite üyeleri, Antalya Veteriner Hekimler Odası Başkanı Murat Karabayoğlu, Antalya Damızlık Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Zaliha Öztürk, akademisyenler, yetiştiriciler ile sektör paydaşları katıldı.

TEKE YÖRESİ KEÇİLERİNİ KAYBETTİ
ATB, ATAK Başkanı Ali Çandır, keçinin sadece bir üretim aracı değil, bir yaşam biçimi, bir kültür, bir miras olduğunu belirtirken, “Bugün bu toprakların en kadim dostu, Yörük kültürünün direği, Torosların vazgeçilmez değeri keçiyi konuşmak için bir aradayız” dedi. Dünya keçi varlığı 2024 yılı itibarıyla 1,1 milyar başa ulaştığını, Türkiye’nin 10,8 milyon baş keçi ile dünya sıralamasında 20. Sırada olduğunu kaydeden Çandır, “Son 30 yılda Türkiye’nin keçi varlığı yüzde 19 oranında artarken, üzülerek belirtmek isterim ki, Antalya’da aynı dönemde keçi varlığımızın yarısını kaybettik. Buna rağmen 628 bin baş keçi varlığımızla hala ülke genelinde ikinci sırada yer alıyoruz” diye konuştu.
Türkiye’de 2024 yılı kırmızı et üretiminin yüzde 70,4’ünün sığır, yüzde 24,2’sinin koyun ve yüzde 4,7’sinin keçi etinden sağlandığını söyleyen Çandır, “Ülkemizde 2024 yılında üretilen 22,5 milyon ton çiğ sütün yalnızca yüzde 2,1’i keçi sütünden elde edilmiştir. Keçi sütü üretiminde son yıllarda düşüş gösterse de Antalya 24 bin ton üretim ile öne çıkmakta ve kentimizde çiğ süt üretiminin yaklaşık yüzde 11’i keçiden elde edilmektedir” dedi.

KEÇİ ETİ MUTFAĞIMIZA KAZANDIRILMALI
Keçi etinin sağlıklı olduğunu vurgulayan Çandır, “Keçi etinin ne kadar kıymetli olduğunu biz değil uzmanlar söylüyor. Keçi eti daha az yağlı, daha sağlıklı, sindirimi kolay, kolesterolü düşüktür. Doğal ortamda yetiştiği için lezzeti soframıza bambaşka bir değer katmaktadır. Bu nedenle, sağlıklı Akdeniz mutfağına, Torosların en doğal ürünü keçiyi mutlaka ama mutlaka kazandırmalıyız” diye konuştu. Türkiye’nin et ithal eden bir ülke olduğunu, keçi etinin kırmızı etin en ulaşılabilir alternatifi olduğunu vurgulayan Başkan Çandır, “Hem üretici için maliyeti düşük hem tüketici için sağlıklı ve uygun fiyatlı bir seçenektir. Yani bu işin kazananı hem köylümüz, hem şehrimiz hem de soframız olacaktır” dedi.
KEÇİ ORMAN DOSTUDUR
Keçinin yıllardır ağaçlara zarar verdiği gerekçesiyle ormanlardan uzak tutulduğunu ve sonuçlarının ağır olduğunu belirten Ali Çandır, “Oysa planlı ve kontrollü otlatılan keçiler, ormana zarar vermek bir yana, makiyi kontrol ediyor, yangın riskini azaltıyor, doğayla uyum içinde yaşıyor” diye konuştu.
Avrupa’da keçi eti ve sütüne ciddi bir talep olduğunu vurgulayan Ali Çandır, “Eğer biz ürünlerimizi doğru etiketler, coğrafi işaretlerle tesciller, uluslararası pazarlarda tanıtır ve modern yöntemlerle pazarlarsak keçimiz, dünya sofralarında hak ettiği yeri bulur. Böylece hem kültürümüzü yaşatır, hem üreticimize yeni kapılar açar, hem de gençlerimizi bu alana yönlendirebiliriz” dedi.
ÇOBAN OLMAZSA KEÇİ DE OLMAZ
Çobanın keçinin sürdürülebilirliği için önemine dikkat çeken Ali Çandır, “Çoban olmadan keçi olmaz. Çobanların emeğini korumak, onlara sosyal güvence sağlamak ve mesleğin itibarını yükseltmek, hepimizin ortak sorumluluğudur” dedi.
Çalıştayın keçinin hak ettiği değeri bulmasına katkı sağlamasını dileyen Başkan Ali Çandır, “Keçiye sahip çıkmak, sadece küçükbaş hayvancılığı korumak demek değildir. Keçiye sahip çıkmak, Yörük kültürünü, geleneğimizi, Torosların ruhunu yaşatmak demektir. Bu buluşmadan çıkacak fikirler, keçinin sofralarda hak ettiği yeri bulmasına, üreticimizin güçlenmesine, doğamızın korunmasına ve kültürümüzün yaşatılmasına büyük katkı sağlayacaktır” diye konuştu.
İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Antalya Ticaret Borsası ve Tarım Konseyi öncülüğünde, akademisyenlerin ve kurumların desteğiyle çalıştayı düzenlediklerini belirten Çandır, “Antalya’mızın yanı sıra Isparta, Burdur, Muğla, Hatay, Mersin, Kilis ve Adana’dan gelerek bizleri yalnız bırakmayan siz değerli misafirlerimiz, çalıştayımıza güç kattınız. Katılımınız ve desteğiniz için hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyor, çalıştayımızın başarılı geçmesini diliyorum. Unutmayalım ki keçi Torosların nefesi, sofralarımızın bereketidir” diye konuştu.

DESTEKLER KEÇİ İÇİN
Tarım ve Orman Bakanlığı HAYGEM Genel Müdür Yardımcısı Erkan Alkan, “Ülkemizde 58 milyon küçükbaş hayvan var. 2024 yılında 5 milyon civarında keçi kesildi. Koyun eti tüketimi kişi başına 7,11 kilo, keçi eti 1,16 kilogram. Keçi eti tüketimi çok az. Şu an süt üretiminin 482 bin tonu keçi sütü” diye konuştu. Alkan, verilen desteklerle keçi yetiştiricisi ve keçi sayısını artırmayı hedeflediklerini anlattı.
Antalya Tarım Orman İl Müdürü Şakir Fırat Erkal, bitkisel üretim merkezi olarak bilinen Antalya’nın keçi varlığı sayısına dikkat çekerken, küçükbaş yetiştiriciliğine uygun coğrafyaya sahip olduğunu belirtti. “Buğday ile koyun gerisi oyun” diyen Erkal, keçi etinin koktuğuna yönelik aslı olmayan algının toplumdaki tüketim alışkanlığını değiştirdiğini söyledi. Erkal, Türkiye’nin insan nüfusuna eşdeğer küçükbaş varlığına ulaşılması için çalışma sürdüğünü kaydetti.
HER AĞIL BİR KALEDİR
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Saatcı, konuşmasına “Her fabrika bir kaledir, her çoban bir kaledir, her ağıl bir kaledir, her tarla bir kaledir” sözleriyle başladı. Keçinin niş ürün olarak ticarete kazandırılabileceğini anlatan Saatcı, niş üründe coğrafi işaretin önemini vurguladı. Oğlak etinin besin değerinin yüksek olduğunu, kalp damar sağlığını koruduğunu, hafızayı güçlendirdiği, hasarlı hücrelerin çoğalmasını önlediğini, vitamin açısından zengin olduğunu kaydeden Saatcı, “Doymamış yağ asitleri bakımından diğer kırmızı etlere göre daha zengin, kalorisi tavuk etinden bile daha düşüktür” dedi.

YÖRÜKLERİN GÖÇ TAKVİMİ İLE OKUL TAKVİMİ UYUŞMUYOR
Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Prof. Dr. Mahmut Keskin, keçi yetiştiriciliğinin en önemli sorunlarına dikkat çekerken, kurt, otlak kullanımı, su temini, hastalıklar, ürün pazarlayamama ve sosyal hayatta kadınların statüsünün en önemli sorunların başında yer aldığını söyledi. Keskin, ülkede keçi yetiştiriciliğinin uzun yıllardan beri önemli bir geçim kaynağı olduğunu belirtirken, “Yörük olarak tabir edilen yetiştiricilerin konvansiyonel yetiştiricilik sistemi, sürdürülebilir hayvancılığın temeli olan organik hayvancılıkla benzerlik gösteriyor söyledi” dedi. Keskin, yörüklerin göç takvimi ile milli eğitimin takviminin uyuşmadığını söylerken, “Göç mayısta başlıyor, okullar haziranda tatil oluyor. Bakanlık bu konuyu gündemine almalı, okul takvimi buna göre düzenlenmeli” dedi.
Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Veteriner Fakültesi Zootekni Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aykut Asım Akbaş, “Çobanlık kendi kurallarıyla yürütülen bir faaliyet alanıdır. Keçi ve orman birbirinin alternatifi değil. Keçi koyundan bile daha az sera gazı üretir. Teke yöresinde teke tek başına bırakılmaz” dedi.
Çalıştaya online katılan İngiltere Leicester Üniversitesi Öğretim Üyesi Tara Panesar, yörük yaşamının kültürel önemine dikkat çekti. İngiltere’den Hindistan’a bir çok ülkede konar göçerlerin olduğunu belirten Panesar, “Göçebelik ve yaylacılık bir çok ülkede bir kültürdür” dedi.
KEÇİ ETİ ÇOK KIYMETLİ
7 Mehmet Restoran’ın sahibi Mehmet Akdağ, keçi etini misafirlerine sunduklarını belirterek,
“Keçi o kadar kıymetli bir hayvan ki biz keçinin her şeyini kullanıyoruz. ‘Atıksız mutfak’ dediğimiz anlayışla keçi tam da örtüşüyor. Keçi etine karşı oluşan önyargıyı birlikte yıkmamız lazım” dedi.
Prof. Dr. Dilek Arsoy, gıda güvenliğinin önemine dikkat çekerken, endüstriyel hayvancılığın sürdürülemez maliyetler doğurduğunu, küçükbaş yetiştiriciliğin ise daha düşük maliyetli olduğunu vurguladı.
Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Firdevs Korkmaz, keçilerin beslenmesinde muz silajının kullanımına ilişkin bilgilerini paylaştı.
Antalya Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi’nden Dr. Deniz İlaslan, “Antalya Çoban Haritası” çalışmasıyla bölgedeki çobanların yayla yayla gezilerek kayıt altına alındığını bildirdi.
Adana Büyükşehir Belediyesi Kırsal Kalkınma Dairesi’nden Özgün Sözüeri ise keçinin kültürel etkilerini ve özellikle Teke yöresi müziğine olan katkısını anlattı.